Cem Uzan - Genç Parti
Emin ŞİRİN - eminsirin@haberx.com
“İktidar körlüğü” böyle bir şey işte. Çoğulculuğu unutup, sadece çoğunluğu ve matematiği demokrasi zannedersen böyle oluyor. 14 Nisan’da Ankara’da yapılan miting cumhuriyet tarihinin en yüksek katılımlı mitingiydi. Böyle bir mitingi değerlendirmek için birkaç günde mitingin siyasi muhataplarının ne düşündüklerini, ne tepki verdiklerini görmek daha doğru oluyor. Mitingin muhatabı AKP, Recep Tayyip Erdoğan ve onların temsil ettiği anlayıştı. Gördük ki, bu mitingden hiçbir şey anlamamışlar! Anlamamak bir tarafa, iktidarın getirdiği “iktidar körlüğü” içinde garip bir gurur travması yaşıyorlar. Mitingin esas muhatabı Tayyip Erdoğan mitingi küçümsüyor, Grup Başkanvekillerinden iki tanesi biz on mislini toplardık diye böbürleniyorlar, tarafsızlığını tamamen kaybetmiş olan TBMM Başkanı, “Ben tepki gösterdim diye mitingin tertipçileri konuşamadılar bile” diyebiliyor. “İktidar körlüğü” böyle bir şey işte. Çoğulculuğu unutup, sadece çoğunluğu ve matematiği demokrasi zannedersen böyle oluyor. Büyükanıt’ın konuşması önemliydi. Yüzbinlerce insanın toplandığı, hem de Parti mitingi veya fındık mitingi gibi şahsi menfaatlerin veya toplama kalabalıkların olmadığı bir mitingde Cumhuriyet tarihinin en büyük toplantısının yapılması demek ki iktidar körlüğüne kapılanlara bir şey ifade etmiyor. Halbuki dönüp bir bakmaları lazım, bu kalabalıklar neden toplanıyor? AKP, 4.5 senelik iktidarı zarfında, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında bu güzel, siyasi olduğu kadar sosyal projeyi berhava etti. AKP iktidara geldiğinde takiyye yapmayacak, merkezle çevreyi barıştıracak, birleştirecek, ortaya huzur içinde bir Türkiye çıkaracaktı. Olmadı. Dindarlık yerine dincilik yaptılar, Türk olmak yerine “Türkiyeliyiz” dediler. Sonunda Türkiye için bir güvenlik sorunu haline geldiler. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Genelkurmay Başkanı, bir saat halka hitap etmek ihtiyacı hissedip, AKP Hükümetinin zaafları dolayısıyla ortaya çıkan güvenlik zaaflarını sıraladı. Bu inat dolayısıyla, önümüzdeki günler maalesef Türkiye’yi bekleyen “kamplaşma” günleri. Ne yapalım, iktidar körlüğü işi bu duruma getirdi… Şimdi yapılması gereken, birlik ve beraberlik içinde dindarlık yerine dinciliği, Türklük yerine Türkiyeliliği çıkartan, vatanseverlik yerine edilgen bir tavırla küreselleşmeciliğe teslim olan bu zihniyeti, demokratik yollardan birlik ve beraberlik içinde tasfiye etmek. Önümüzdeki genel seçim Türkiye’nin kaderle imtihanı olacak.
