Cem Uzan - Genç Parti

Bu sayfa Cem Uzan`ın haklılığını ispatlamak , kanıtlamak , gözler önüne sermek ve
Genç Parti`nin büyük kitlelere ulaşmasını sağlamak için yapılmıştır. (cem-uzan.org 2007)
2023 Vaatlerimiz Genç Parti Cem Uzan Davalar Genel Gençlik Kollari Kadın Kolları İlçe Teşkilatları İl Teşkilatları Eserler Söylemler Basın Projeler - Taahhütler Duyurular İmar Bankası Star Çeaş Kepez TMSF Telsim Adabank Petkim 4969 - 5020 Nolu Kanunlar Askerlik Siyasi Linç Geziler Mitingler Atatürk Videolar Ürdün Vatandaşlığı Fabrikalar - Ocaklar Milletvekili Adaylarımız Fransa Cumhurbaşkanlığı Adaylığı

Ahmet Ertürk şikayet turlarında...

Emin Şirin Yazıyor...  eminsirin@haberx.com Bu hafta, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk yine konuşmaya başladı. Her şeyden, herkesten şikayet ediyor. Hükümet kendisine sahip çıkmıyormuş, Sayıştay Hazine’ye neden parasını ödemediğini soruyormuş, söylediği gayri kanuni sözler yüzünden kendisi aleyhine açılan davalarla ilgili hakimlere kendisine yardımcı olmaları için yalvarıyormuş, Genç Parti Uzan’ın şahsi partisiymiş, Genç Parti’ye neden Hazine yardımı veriliyormuş, falan filan. Ahmet Ertürk’ü programına çıkartıp konuşturanlara ve TBMM Başkanı Bülent Arınç’a, ayrıca ATV’de Genç Parti reklamlarının yayınlanmasına mani olduğu söylenen Cemil Çiçek’e aşağıdaki mektupları yazdım. **** Bugün Milliyet Gazetesi de, “müthiş” bir gazetecilik yapmış, “Devlete 7 milyar $ borcu var 15 milyon YTL yardım alacak” manşetli bir haberde, Ahmet Ertürk’ün görüşlerine sahip çıkarak sormuş: Cem Uzan devlete borçluymuş, Hazine Genç Parti’ye neden para veriyormuş? Sedat Ergin’e de yazdığım mektubu aşağıda sizlerle paylaşıyorum. **** Basın ahlakı konusunda mangalda kül bırakmayan herkese ders veren bu gazeteci arkadaşlarımız bakalım cevap haklarımızı kullandıracaklar mı? **** Şimdi sizlerle Ahmet Ertürk’ün şikayetleri üzerine yazdığım yazıları paylaşıyorum: “Sayın Enis BERBEROĞLU Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Bilal ÇETİN Vatan Gazetesi Ankara Temsilcisi 27.03.2007 Salı günü, CNNTürk’te Ahmet Ertürk’ü konuk etmişsiniz. Yine her zamanki gibi Ahmet Ertürk sizin karşınızda kendi çalmış, kendi oynamış. Sizleri gazetecilik haysiyetinizin içinde Genç Parti adına, ayrıca Uzan meselesini Türkiye’de en iyi bilenlerden biri olarak Ahmet Ertürk’e verdiğiniz vakit kadar bir vakit vererek programınıza beni davet etmenizi bekliyorum. Pek tabii, bugüne kadar karşıma çıkmaktan korkan Ahmet Ertürk de karşıma gelsin, beraber misafiriniz olalım. Uzan meselesinin ötesinde Genç Parti’ye yapılan hakaretlere, Genç Parti’yi bir şahıs partisi olarak nitelendirmesine cevap vermemeniz çok teessüf edilecek bir durum. Genç Parti bir şahıs malı değil, bir siyasi parti, harcamaları Anayasa Mahkemesi denetiminde. Uzan meselesine gelince, Uzan’a yollanan ödeme emrinden daha fazlası TMSF tarafından tahsil edildi. Buradaki amaç parayı tahsil etmekten daha ziyade, Uzan’a karşı bir linç kampanyası yürütmekti. Size, elimde bulunan düzinelerce belgeden sadece bir tanesini yolluyorum. Uzan’ın TMSF’ye verdiği son teklif: Gelin malları beraber satalım, çar çur olmasın, parayı da hemen tahsil edin. Bunu bile kabul etmeyen Ahmet Ertürk hangi yüzle, daha doğrusu yüzsüzlükle konuşuyor merak ediyorum. Dediğim gibi gazetecilik haysiyeti içinde de programınıza davetinizi bekliyorum.” **** TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç’a yazdığım yazı: “Muhterem Başkan, Göreviniz süresinde Parlamentonun itibarını, Parlamentodaki siyasi partilerin itibarını korumak için gösterdiğiniz hassasiyet hepimizin malumudur. Bu konuyla ilgili size, bilgilenmeniz ve gereğini yapmanız talebiyle yine “TMSF Başkanı Ahmet Ertürk hadisesini” dikkatlerinize getiriyorum. Bu şahsın daha evvel de densizlik diye değerlendirilebilecek durumunu dikkate almış ve gereğini yapmıştınız. İlişikte Ahmet Ertürk’ün 27.03.2007 Salı günü CNNTürk Televizyonunda yaptığı programın deşifresi var. Bu programda Ahmet Ertürk yine haddini aşarak Parlamentoda tarafımdan temsil edilen Genç Parti’yi bir şahıs partisi olarak nitelendirip, aldığı oylarla hak kazandığı Hazine yardımını Sayın Cem Uzan’a verilen şahsi bir para gibi değerlendirmiş, Partiye, gereği için mahkemeye taşıyacağımız ithamlarda bulunmuş, arkasından da yargıya müdahale niteliğinde sözler sarf etmiştir. İlişikteki deşifreden Ahmet Ertürk’ün sarf ettiği bazı cümleleri dikkatinize getiriyorum: “Nitekim karşımızda bir borçlu, parti sahibi olan, partisi olan bir borçlu var.” “Bu paraları kim alıp yediyse, o Hazine Bonosu elinde tutanlara ve bu offshorzedelere sesleniyorum, bu paranın borçluları ortada, ve hatta devletten yardım alıyorlar. Devlet bunlara yardım ediyor. Burada biz alıp yemedik ki. Hazine bonosu paraları TMSF’ye gelmedi.Biz bankaya el koyduğumuzda bu paralar yoktu.” “Kim yedi bu paraları? Ve şimdi hani “350 lira para herkese para dağıtılacak” Yani hiç olmazsa bunu avans olarak şu Hazine Bonosu sahiplerine verse de gerçekten bizi de kurtarsa.” “Karşımızda siyasi partisi olan bir borçlu var. Ve bu siyasi partinin bütün Türkiye’de bir teşkilatı var. Şu anda, ben belki şu anda konuştuklarımdan dolayı da bu siyasi partinin bütün Türkiye’deki teşkilatları faaliyete geçiriliyor ve şahsıma, şahsım aleyhine tazminat davaları açılıyor.” “Bir siyasi partinin bir alacaklı müessese ve onu temsil eden Başkanı aleyhine böyle bir kampanya açmasını, ben bütün yargı organlarının insafına ben burada havale ediyorum. Bütün Türkiye vatandaşlarının anlayışına havale ediyorum. “ “Bir örnek vereyim izninizle, hepinizin bildiği. Bu Sayın Cem Uzan’ın, bizim 7.5 katrilyonluk bir ödeme emri gönderdik biz, bankanın kayıtdışı mevduatından, faiz hariç 7.5 katrilyon. Artık yeni Türk Lirası ile konuşmuyorum ki, tabloyu daha iyi anlatabilelim. 7.5 katrilyon liralık ödeme emrine itiraz etti. Ama mahkeme bu borçtan onun da borçlu olduğuna karar verdi. Demek ki bugün bu kişi de bu borçtan sorumlu. Henüz kesinleşmedi tabii temyizde ama ilk derece mahkemesi buna karar verdi. Ben bunu söylediğim için aleyhime tazminat davaları açıldı. Lütfen gerçekten yargı organlarına burada yalvarıyorum, sesleniyorum, lütfen bu tür şeylere alet olmasınlar. Bir, adeta neredeyse bir Türkiye’de birtakım müesseseleri terörize etmek gibi bir alışkanlık var, yıldırmak. Geçmişte söylediğiniz gibi başka araçlar kullanılıyordu, bugün bu yolla bize karşı bir mücadele veriliyor, bir savaş ortamı, bir savaş mantığıyla bunu yürütüyorlar. Eee, biz de herhalde Türk milleti, vatandaşımız, bizim hukukunu korumak için bu kadar çaba sarf ettiğimiz insanlar bize sahip çıkacaktır diye umut ediyorum.” “Yani hükümet, devlet, bir borçlunun borcunu ödemediği için borçlu, ortada duruyor, üstelik devletten para yardımı alıyor, borcunu ödemediği için devlet bu insanları mağdur durumda bırakmamak için offshoreları biz ödedik.” “Bunun borçlusu ortada dolaşıyor, üstelik devletten yardım alıyor.” Sayın Başkan, AK Parti, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi mi, şahsi malı mı? Bir bürokratın Genç Parti’ye “Uzan’ın şahsi malı, şahsi partisi” demesine müsaade edilecek mi? Bir bürokratın, TBMM’de temsil edilen bir partiye karşı aldığı bu tavrı makul karşılıyor musunuz? Gereğini yapacak mısınız? Arz ederim.” **** Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener’e yazdığım yazı: “Sayın Şener, İlgili Bakan olarak TMSF sizin sorumluluğunuzda. İlişikte Ahmet Ertürk’ün 27.03.2007 Salı günü CNNTürk Televizyonunda yaptığı programın deşifresi var. Bu programda Ahmet Ertürk yine haddini aşarak Parlamentoda tarafımdan temsil edilen Genç Parti’yi bir şahıs partisi olarak nitelendirip, aldığı oylarla hak kazandığı Hazine yardımını Sayın Cem Uzan’a verilen şahsi bir para gibi değerlendirmiş, Partiye, gereği için mahkemeye taşıyacağımız ithamlarda bulunmuş, arkasından da yargıya müdahale niteliğinde sözler sarf etmiştir. İlişikteki deşifreden Ahmet Ertürk’ün sarf ettiği bazı cümleleri dikkatinize getiriyorum: “Nitekim karşımızda bir borçlu, parti sahibi olan, partisi olan bir borçlu var.” “Bu paraları kim alıp yediyse, o Hazine Bonosu elinde tutanlara ve bu offshorzedelere sesleniyorum, bu paranın borçluları ortada, ve hatta devletten yardım alıyorlar. Devlet bunlara yardım ediyor. Burada biz alıp yemedik ki. Hazine bonosu paraları TMSF’ye gelmedi.Biz bankaya el koyduğumuzda bu paralar yoktu.” “Kim yedi bu paraları? Ve şimdi hani “350 lira para herkese para dağıtılacak” Yani hiç olmazsa bunu avans olarak şu Hazine Bonosu sahiplerine verse de gerçekten bizi de kurtarsa.” “Karşımızda siyasi partisi olan bir borçlu var. Ve bu siyasi partinin bütün Türkiye’de bir teşkilatı var. Şu anda, ben belki şu anda konuştuklarımdan dolayı da bu siyasi partinin bütün Türkiye’deki teşkilatları faaliyete geçiriliyor ve şahsıma, şahsım aleyhine tazminat davaları açılıyor.” “Bir siyasi partinin bir alacaklı müessese ve onu temsil eden Başkanı aleyhine böyle bir kampanya açmasını, ben bütün yargı organlarının insafına ben burada havale ediyorum. Bütün Türkiye vatandaşlarının anlayışına havale ediyorum. “ “Bir örnek vereyim izninizle, hepinizin bildiği. Bu Sayın Cem Uzan’ın, bizim 7.5 katrilyonluk bir ödeme emri gönderdik biz, bankanın kayıtdışı mevduatından, faiz hariç 7.5 katrilyon. Artık yeni Türk Lirası ile konuşmuyorum ki, tabloyu daha iyi anlatabilelim. 7.5 katrilyon liralık ödeme emrine itiraz etti. Ama mahkeme bu borçtan onun da borçlu olduğuna karar verdi. Demek ki bugün bu kişi de bu borçtan sorumlu. Henüz kesinleşmedi tabii temyizde ama ilk derece mahkemesi buna karar verdi. Ben bunu söylediğim için aleyhime tazminat davaları açıldı. Lütfen gerçekten yargı organlarına burada yalvarıyorum, sesleniyorum, lütfen bu tür şeylere alet olmasınlar. Bir, adeta neredeyse bir Türkiye’de birtakım müesseseleri terörize etmek gibi bir alışkanlık var, yıldırmak. Geçmişte söylediğiniz gibi başka araçlar kullanılıyordu, bugün bu yolla bize karşı bir mücadele veriliyor, bir savaş ortamı, bir savaş mantığıyla bunu yürütüyorlar. Eee, biz de herhalde Türk milleti, vatandaşımız, bizim hukukunu korumak için bu kadar çaba sarf ettiğimiz insanlar bize sahip çıkacaktır diye umut ediyorum.” “Yani hükümet, devlet, bir borçlunun borcunu ödemediği için borçlu, ortada duruyor, üstelik devletten para yardımı alıyor, borcunu ödemediği için devlet bu insanları mağdur durumda bırakmamak için offshoreları biz ödedik.” “Bunun borçlusu ortada dolaşıyor, üstelik devletten yardım alıyor.” Sayın Şener, Size bağlı bir bürokratın, TBMM’de temsil edilen bir partiye karşı aldığı bu tavrı makul karşılıyor musunuz? Gereğini yapacak mısınız? Yoksa bu kişi Partime karşı yürütüldüğü intibaını edindiğim siyasi linçin bir parçası mı? Ahmet Ertürk’ün yukarıda sarf ettiği sözlerine karşı alacağınız tavır çok belirleyici olacaktır.” **** Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek’e gönderdiğim iki mektup: “Sayın Çiçek, Size ilişikte tekrar yolladığım 27.03.2007 tarihli mektubumun cevabını hala bekliyorum. Ayrıca dikkatinize bugün TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç’a yazdığım bir mektubu getiriyorum. Ortada Adalet Bakanı olarak sizi özellikle alakadar eden şu cümle var: “Aleyhime tazminat davaları açıldı. Lütfen, gerçekten yargı organlarına buradan yalvarıyorum, sesleniyorum, lütfen bu tür şeylere alet olmasınlar.” Türk Adaletinin mahkemeleri haddini her şekilde aşan bu bürokratın yargıya müdahalelerine müsaade edecek midir? Bu bürokrat, Genç Parti ve Başkanı Sayın Cem Uzan’a karşı uzun süredir sürdürülen siyasi linç kampanyasının önemli bir aktörü. Zat-ı aliniz de, eğer bu konuda bir tavır almazsanız, hala cevabını beklediğim reklamlarımıza müdahale konusu da dikkate alındığında bu hukuksuzlukların bir parçası olmayacak mısınız?” **** “Sayın Çiçek, Dünkü basın haberlerini herhalde takip etmişsinizdir, ATV televizyonu, Genç Parti’nin Başkanı Sayın Cem Uzan’ın Partinin taahhütlerini açıklayan reklam filmini, geçtiğimiz cumartesi günü Türkiye-Yunanistan milli maçı sırasında yayınlayacağı halde, parasını peşin almasına rağmen, yayından birkaç saat önce yayınlamaktan vazgeçti. Bize 18:30-19:00 saatleri civarında haber verildiğinde yayın miktarının 2/3 nispetinde azaltılmasını talep ettiklerini bildirdiler; sonra yayından toptan vazgeçtiler. Size açıkça soruyorum: -         24.03.2007 tarihinde Sabah Gazetesini ziyaret ettiniz mi? -          Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı size bizim reklam filmlerimizi seyrettirdi mi? -         Sizin bu reklamların az yayınlanması veya hiç yayınlanmaması konusunda bir konuşmanız veya bir telkininiz oldu mu? Bu mektubumun cevabını sizden mutlaka bekliyorum.” **** Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’e gönderdiğim yazı: “Sedat Bey, Genel Yayın Yönetmeni olduğunuz Milliyet gazetesinin bugünkü politika sayfasını okuyunca, sizin gibi örnek bir gazeteci olarak kabul ettiğim kişi adına utandım. Cem Uzan ve Genç Parti’den bahisle, “Devlete 7 milyar dolar borcu var, 15 milyon YTL yardım alacak” başlığıyla utanılacak bir manşet altında Ahmet Ertürk’ün avukatlığını yapmışsınız. Hoş bugünlerde Doğan Grubu’nun, özellikle Turgay Ciner konusunda TMSF’yi sıkıştırdığını, bunun için de Ahmet Ertürk’e “yağ yapacağını” duyuyorduk ama bu kavgayı Genç Parti ve Uzan üzerinden yürütmenize esef ettim. Şimdi size Genç Parti’nin milletvekili olarak soruyorum: Genç Parti Cem Uzan’ın şahsi malı mı? Bu partinin milletten aldığı 7.25 oy karşılığında kazandığı Hazine yardımı Cem Uzan’ın cebine mi gidiyor? Mesela AKP Tayyip Erdoğan’ın şahsi malı mı? Mesela CHP Baykal’ın şahsi malı mı? O partilerin aldığı paralar liderlerinin hesabına mı geçiriliyor? Ahmet Ertürk utanmaz bir adam. Size daha evvel TMSF ile ilgili yazışmalarımı göndermiştim, okudunuz mu? Okuyacak vaktiniz olmadıysa ekonomi servisine verip tetkik ettirdiniz mi? Uzan konusunda ön yargılı olmasına rağmen Nedim Şener’e bu dosyaları verdiniz mi? Nedim Şener’den bahsetmişken, bugün kendisine bu dosyaları yolluyorum. Ve kendisini bu belgeleri tetkik ederek, ben dahil ilgililerle de görüşerek, bir kitap yazmaya davet ediyorum, Yaptığınız en azından ayıp. Size çok kısa bazı bilgiler verip, sorular sorayım: Ahmet Ertürk’ün Uzan’a karşı yürütülen linç kampanyasının nasıl bir aleti olduğunu bizzat görün: Evvela en aktüel konudan başlayayım: İstanbul’da TMSF binasının hemen yayında Uzanlar’a ait bir arazi vardı. Bugün İETT ve Karayolları arazisinin satış değerlerine baktığınızda bu arazinin değeri en aşağı 280 milyon dolar ediyor; Zira kuş uçuşu Büyükdere Caddesi üzerinde bulunan bu arazi Karayolları arazisine 400-500 metre mesafede; İETT arazisinden de daha iyi bir konumda. Bu araziyi TMSF kendi bankası olan, şimdiki adı Birleşik Fon Bankası diye değiştirilmiş bulunan Bayındırbank’a 17 milyon dolara satın aldı; Sonra da tuttu, bu araziyi oğlunun çalıştığı Fiba Holding’in sahibi Hüsnü Özyeğin’e 30 küsur milyon dolara satmaya kalktı. (Belgesi ek’te). Ben müdahale edince imam-hatipten arkadaşı Torunlar Gıda’ya 40 milyon dolara satıp, aradaki farkı da Uzan’ın borcundan düşeceğine, kendi bankasına kar yazdı! Kendi haberlerinizin içinde Uzan’ın satılan mallarından 6.6 milyar dolar para tahsil edildiğini yazıyorsunuz. Diğer borçlulara yüzde 50 ila yüzde 85 arası iskonto yapıldığını bir tarafa bırakalım, bu rakam bile borcun kapandığını göstermiyor mu? Üstelik, yolladığım ikinci belgeye bakarsanız Uzan’ın TMSF’ye yapmış olduğu sayısız teklifin (ki bu teklifler kamu açısından TMSF’nin diğer borçlularla imzaladığı bütün anlaşmalardan daha ehven şartlar taşıyordu) en sonuncusu, “gelin malları beraber satalım, çar çur olmasın” teklifiydi. Buna bile cevap vermeyip, şaibeli ihalelerle malları değerlerinin çok altında sattılar. O kadar altında sattılar ki, Vodafone’nun Türkiye Müdürü “Biz Telsim’i ucuza aldık, değeri daha fazla” beyanatını verdi. Dosyaları size iki kere yolladım. Şimdi sizi bu dosyaları tetkik etmeye ve ettirmeye davet ediyorum. Belgelere bakmadan böyle haberler yapmak hem önyargılı, hem de ayıp. Ben Genç Parti’ye girmeden evvel, zaten senelerdir takip ettiğim konuları sonuna kadar, dibine kadar Nedim Şener’in bahsettiği dosyalar ve diğer Uzan dosyaları ile beraber didik didik tetkik ettim. İkna olduktan, tatmin olduktan sonra Partiye girdim. Bu arada, Sizin de alet olduğunuz, sahip çıktığınız Ahmet Ertürk’ün ipe sapa gelmez konuşmalarıyla ilgili dün, Sayın Bülent Arınç, Sayın Abdüllatif Şener ve Sayın Cemil Çiçek’e yolladığım, basına da dağıttığım ama galiba gözünüzden kaçan yazılarımı da yolluyorum. Gelelim Genç Parti’ye. Genç Parti’nin bütün hesaplarını Anayasa Mahkemesi kontrol ediyor ve hesaplar ibra ediliyor. Genç Parti’nin aldığı oylarla hak kazandığı Hazine yardımının İmar Bankası borcuyla alakası ne? Evet buyurun, evrakları tetkik edin, Genç Parti sorumlularıyla, Cem Uzan’ın avukatıyla görüşün, sonra da istediğiniz gibi sayfa sayfa haber yapın ve bunları hemen yapın. Aksi takdirde siz de, ikinci sınıf, ön yargılı gazeteciler ligine düşeceksiniz. Bugün yaptığınız haber bunun bir başlangıcı.”

30 03 2007